Marx ve Normalliğin Patolojisi
Erich Fromm’da okuduğum bir konu oldukça ilginç.* Fromm, Marx’ın düşüncesinde psikolojiye ilişkin izler ararken ilginç bir konuya dikkat çekiyor: “Normalliğin patolojisi” (pathology of normalcy).
Marx, insanı yönlendiren dürtüleri sabit ve görece (relative) dürtüler olmak üzere ikiye ayırıyor. Açlık ve cinselliği sabit dürtülere örnek gösteriyor. Ama örneğin “para hırsının” veya “biriktirme hırsının” görece bir dürtü olduğunu söylüyor ve bunların insan doğasının ayrılmaz bir parçası olmayıp, kökenlerinin toplumsal yapılara ve üretim ve iletişim koşullarına dayandıklarını söylüyor.
Marx’ın önemli bir iddiası da dürtülerin insani ve hayvani niteliği noktasında. Yeme, içme ve cinsellik gerçek insan işlevleridir, fakat diğer insan etkinliklerinden koparılarak soyut olarak ele alınıp son ve yegane amaç haline getirildiklerinde, bunlar hayvansal işlevler olurlar. (Burada Marx ve Freud arasında belirgin bir fark vardır. Freud’a göre tüm insan faaliyeti bu temel dürtülerin tatmin edilmesine yöneliktir.)
İnsanın nesnelerle ilişkisinde de; nesne, insan nesnesi haline gelmemişse, yani nesneyle ilişkisi etken bir ilişkilenme olmayıp, bir nevi nesne tarafından kendine mal edilme şeklinde yürüyorsa, bu noktada insanın nesne içinde kayboluşu sözkonusudur.
Bu durum, insanın zihinsel ve bedensel olarak insanlıktan uzaklaşmasıdır. Böyle bir kayboluş, üretim şartlarının bir dayatması olarak tüm topluma malolmuşsa, o zaman bu bir hastalık olarak da görülmeyip, normal karşılanacaktır. Ercih Fromm buna “normalliğin patolojisi” demektedir.
Sağlıklı Toplum (The Sane Society) kitabında Fromm, kapitalist toplumu bu bakış açısından inceleyerek, kapitalist toplumda insanın gerçek tabiatını bozan, ve onu tabiatındaki gizli potansiyeli açığa çıkarmaktan alıkoyan patolojik unsurları inceliyor.
Sıradaki isimlerden biri Herbert Marcuse.
............................................................
*Erich Fromm, Psikanalizin Bunalımı, pp. 72-78